NEDİR?

İcra ve İflas Kanunu’nun 72. Maddesinde düzenlenen istirdat eş deyişle geri alma davası, İlamsız icra takibi sürecinde etkinlik kazanan bir eda davasıdır. Bir ilamsız icra takibi gereği oluşturulan ödeme emrine itiraz süresi içerisinde (7 gün) itiraz edilmemesi durumunda ödeme emri kesinleşir. Bu aşamadan sonra borçlu kesinleşen ödeme emrinin hukuka aykırı olduğunu ortaya koymak adına menfi tespit ve istirdat davası olmak üzere iki tür yasal olanağa başvurabilir.  İstirdat davasının, menfi tespit davasından ayrılan en önemli yönü borçlunun cebri icra tehdidi altına bir ödemede bulunmuş olmasıdır.

KOŞULLARI

Geri alma istirdat davası, ilamsız icra takibi sürecine ilişkin bir dava olduğu için öncelikle ilamsız bir icra takibi doğrultusunda ödeme emrinin borçluya yöneltilmiş olması gerekir. Borçlu bir şekilde itiraz süresi içerisinde borca itiraz etmemeli ve ödeme emri kesinleşmelidir.

Borçlu, içerisinde bulunduğu zor koşullar ya da ödeme emrine itiraz edemeyecek durumda olması nedeniyle borca itirazı gerçekleştirememişse bu duruma dayanarak ayrı bir hukuksal yol olan gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilir. Ancak istirdat davası, itirazın hangi nedenlerle gerçekleştirilemediği konusu ile ilgilenmemektedir. En önemli koşulu; borçlunun hukuka aykırı bir borcu cebri icra tehdidi altında ödemesidir. Bu nedenle ödeme emrine itiraz süresi içerisinde eş deyişle ödeme emri borçluya tebliğ edildikten sonra itiraz süresinin henüz geçmediği süre içerisinde ödeme gerçekleştiren borçlu, istirdat dava yoluna başvuramayacaktır. Borçlunun ödeme emrinin kesinleşmesi sonucu cebri icra tehdidi altına ödeme gerçekleştirmesi gerekir.

Geri alma davasının, cebri icra tehdidi altında yapılan ödeme tarihinden itibaren bir (1) yıl içerisinde açılması gerekir. Yetkili mahkeme icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir. Görevli mahkeme hukuksal ilişkiye göre belirlenmelidir. Konunun uzmanı bir avukata başvurmakta yarar vardır. Avukata başvurma adına belirtilen bu gerekçe belki de en hafif olanıdır.

İSTİRDAT- MENFİ TESPİT DAVASI AYRIMI

İki dava türü arasındaki başat ayrım, ödeme emri karşısında borçlunun cebri icra tehdidi altına ödeme yapmış olmasına dayanır. Menfi tespit davası istirdat dava türüne göre daha geniş bir dava türüdür. Kaynaklarda daha geniş yer bulur. Menfi tespit davası yoluna başvurmak için borçlunun alacaklıya ödeme yapmış olması gerekmez. İtiraz süresinin kaçırıldığı durumda ödeme gerçekleştirmeyen borçlunun başvuracağı hukuksal yol menfi tespit davasıdır. İtiraz süresi içerisinde de menfi tespit davası açılabilir. İtiraz süresi içerisinde bir ödeme gerçekleştirilirse ödeme emri kesinleşmeden eş deyişle cebri icra tehdidi altında olmadan ödeme yapan borçlu, kanımızca yine menfi tespit davası hukuksal yolunu yeğlemelidir. Bunun dışında menfi tespit davası, ödeme yapılmadan açılmakla birlikte salt menfi tespit davasının açılması ilamsız icra takibini durdurmaz. Takibin durması adına teminat yatırılarak mahkemeden istemde bulunulmalıdır.

Son olarak istirdat davalarında haksız bulunan taraf, tazminat ödemeye mahkûm edilmezken menfi tespit davasında yüzde 15’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkûm edilebilir.

Menfi tespit dava türüne, takip öncesinde de başvurulabilir. Açılan bir menfi tespit davası dava sürecinde icra işlemlerini durdurmamaktadır. Salt menfi tespit davasının açılması ilamsız icra takibi durdurmaz. Menfi tespit davasına ilişkin yargılama süreci devam ederken borçlunun cebri icra tehdidi altında bir ödeme gerçekleştirmesi söz konusu olur ise menfi tespit davası istirdat davasına dönüşür.  

SONUÇLARI

Geri alma isteminin mahkemece kabulünden sonra ilamsız icra takibine dayanılarak borçlunun cebri icra tehdidi altında yapmış olduğu ödeme, takip alacaklısından alınarak borçluya iade edilir. Faiz konusu, yine davaya konu hukuksal ilişkiye göre şekillenecektir. İstirdat davası sonucunda mahkemece oluşturulan karar, ilamlı icra takibi yoluna başvurularak yerine getirilir. İtirazın iptali davası kararlarında olduğu gibi davaya neden ilamsız icra takibi dosyasına mahkeme kararının sunularak iadenin sağlanması söz konusu değildir. Ayrıca bir ilamlı icra takibi oluşturulmalıdır. Geri alma İstirdat davalarında, davacının (ilamsız icra takibi borçlusunun) ya da davalının (ilamsız icra takibi alacaklısının) haksız bulunması durumunda herhangi bir kötü niyet tazminatı mahkemece kararlaştırılmaz.