Genel Olarak

En genel anlamıyla hukuksal işlem, hukuksal bir sonucu doğurmaya yönelik irade beyanıdır. Usul işlemi için ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda bir tanımlama bulunmamaktadır.[i] Usul işlemleri, maddi hukuk işlemleri ile karşılaştırıldığında belli ayrımlardan yararlanılarak ortaya konulmaktadırlar. Bu ayrımlar;[ii]

  1. Hukuksal işlemlerde şekil serbestisi geçerliyken usul işlemlerinde; tür, içerik ve yapılma biçimleri bakımından sınırlandırmalar vardır.
  2. Hukuksal işlemlerde irade bozukluğu nedenlerine dayalı olarak iptal söz konusu olabilir iken usul işlemlerinde kural olarak bu olanak bulunmamaktadır.
  3. Unutulan veya hatalı yapılan usul işleminin taraflar açısından yalnızca ıslah yoluyla düzeltilme olanağı vardır. Mahkemenin yapmış olduğu usul işlemleri ise kararı yanlış bulan tarafça hukuk kuralları çerçevesinde kanun yollarına gidilerek düzeltilebilir. Mahkeme Usulü kazanılmış hak oluşturmayan ara kararlardan dönebilmekte birlikte nihai kararlardan dönemez.

 Usul İşlemlerinde Şekil Koşulları

            Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda usul işlemlerinin tabi oldukları şekli belirten genel bir hüküm bulunmamaktadır.[iii] Usul işlemleri, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Ancak maddi hukuka ilişkin işlemlerden ayrı olan yanı bütün işlemlerin hangi sürede nasıl yapılacağı kanunda belirtilmiştir.[iv]

            Medeni Hukukta şekil kuralların amacı Usul Hukukunda getirilen şekil kuralların amacından ayrıdır. Medeni Hukukta getirilen şeklin amacı tarafları düşünmeye zevk etmek, sağlıklı işlem yapılmasını ve ispat kolaylığını sağlamak iken; Medeni Usul Hukukunda amaç yargılamanın güvenli ve emin yürütülmesidir.[v]

            Genel olarak Medeni Hukukta işlem, noksanlık durumunda batıl sayılır. Hatta bunun için mahkeme kararına gereksinim duyulmayabilir. Ancak Medeni Usul Hukukunda her zaman butlan yaptırımının uygulanması gerekmez. Kamu düzeni amacıyla getirilmiş bir hükme aykırılık ve usulü işlemin güttüğü amacı sağlayan hükümlere aykırılık durumda işlem batıldır. Kanunda hangi işlemlerin kamu düzenine ilişkin olduğu ile ilgili açıklık bulunmamakla birlikte yargılama sürecinin uzatılmasını ve hakkın kötüye kullanımını önlemek amacıyla oluşturulan ikinci tanık listesi verilememesinin veya ıslah işlemine ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu söylenebilir. Bu tür hükümler, hâkimce kendiliğinden göz önünde bulundurulur.[vi]

Son olarak usul işlemlerinde eksiklik giderilebilir veya düzeltilebilir nitelikte ise eksikliğin giderilmesi veya düzeltilmesi durumunda iptal edilmez. Hâkim yazı ve hesap hatalarını düzeltebilir, açık olmayan ve çelişik işlemlerin açıklanmasını taraflardan isteyebilir.[vii]

 “Belirli şartlar altında usulsüz olarak yapılan tebligat işleminin geçerli duruma gelebileceği kabul edilmiştir.”[viii]


[i] YILMAZ-ARSLAN-TAŞPINAR-HANAĞASI s. 170.

[ii] YILMAZ-ARSLAN-TAŞPINAR-HANAĞASI s. 174,175

[iii] Erdönmez, PEKCANITEZ Usul, On İki Levha Yay. İstanbul, 2017, c.1 s.442

[iv] PEKCANITEZ, ATALAY, ÖZEKES, Yetkin Yayınları, Ankara,2011, s. 178

[v] Erdönmez, PEKCANITEZ Usul, c.1 s.443

[vi] PEKCANITEZ, ATALAY, ÖZEKES s. 179

[vii] PEKCANITEZ, ATALAY, ÖZEKES s. 180

[viii] ÖZBAY İbrahim, YARDIMCI Taner Emre, Adalet Yayınevi, Ankara,2020 s. 111