Türk İcra ve İflas Kanunu dizgesinde cüz’i (ferdi) ve külli(toplu) olmak üzere iki temel cebri icra türü düzenlenmiştir. Külli icrada borçlunun tüm malvarlığı takibin konusu olurken karşısında tüm alacaklılar bulunmaktadır. Ferdi icrada ise borçlunun bir ya da birkaç malı icra takibine konu olurken karşısında bir ya da birkaç alacaklı bulunur.[1]
Cüz’i icranın bir türü olan, para ve teminat alacakları için öngörülmüş ilamsız icra takibi, ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş olup diğer takip türlerinde bu takip türünün belirli hükümlerine atıflarda bulunulmuştur. Kişi, para ve teminat alacakları adına hem ilamlı hem ilamsız takip yollarına başvurabilir. Ancak para ve teminat dışında kalan alacaklar için örneğin; taşınır teslimi, çocuk teslimi, bir işin yapılması gibi işlerde takip yapılmadan önce bir mahkemeye başvurularak ilam alınması zorunludur.[2]
İlamlı icra takibi, adlandırılması gereği ilam ya da ilam niteliğinde sayılan belgeler ile yapılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu[3] (HMK) m. 301 gereği ilam, mahkeme kararının mühürlü ve imzalı olarak taraflara verilen örnekleridir. Mahkemeler dışında öğretide mahkeme olup olmadığı tartışılan Sayıştay ilamları da ilamlı icraya konu olabilir. Özel kanunlarda ilam olduğu belirtilen kararlar da örneğin; Mecburi Tahkim Kanunu’na göre verilen kararlar, hakem kararları, tenfiz kararı verilmiş yabancı mahkeme kararları gibi kararlar ilamlı icra yoluyla takip edilebilir.[4] Yine ilam niteliğinde olan belgeler de ancak kanun tarafından belirlenebilir ve ilamlı icraya konu olabilir.[5]
[1] PEKCANITEZ Hakan-ATALAY Oğuz-ÖZKAN SUNGURTEKİN Meral- ÖZEKES Muhammet, İcra ve İflas Hukuku, On iki Levha Yayınları, İstanbul, 2020, “PEKCANITEZ,” s. 7-8.
[2] ÜSTÜNDAĞ Saim, İcra Hukukunun Esasları, İstanbul, 2004, s.354; ÖZEKES, s. 288.
[3] RG, T. 04.02.2011, S.27836.
[4] ÖZEKES, s. 290.
[5] ÖZEKES, s. 292.