Türk Borçlar Kanunu 12. Maddesi gereği kanunda ayrıca bir anlatıma yer verilmedikçe sözleşmelerde şekil serbestliği ilkesi geçerlidir. Kanunun Kira sözleşmesini düzenleyen ilgili maddelerinde herhangi bir geçerlilik şartı öngörülmediği için kira sözleşmesi kurulurken taraflar sözleşmeyi istedikleri biçimde oluşturabilecektir. Bu bağlamda kira sözleşmeleri sözlü olarak da kurulabilmektedir.
Uygulamada vatandaşlarımızın bakkal ya da kırtasiyelerden aldığı ve belirli bir biçimde olan matbu kira sözleşmeleri, kira sözleşmesi oluşturabilme adına zorunlu değildir. İşin açıkçası; sözleşmenin tarafları, miktarı, kiralanan mal gibi esaslı ögeler belirlendikten sonra Türk Borçlar Kanunu’nun kira sözleşmesine özgü hükümleri birçok boşluğu doldurmaktadır.
Genel Hukuk dizgesi içerisinde tüketici, işçi gibi zayıf konumda olduğu düşünülen taraflar, ilgili düzenlemeler gereği korunmaktadır. Yorum eylemleri, zayıf olduğu varsayılan taraf lehine yürütülmektedir. Kiracı konumu da tüketici ve işçi gibi korunan konumlar içerisinde yer almaktadır.
Kira sözleşmesinin sözlü olarak gerçekleştirilmesi geçerlilik adına bir sorun oluşturmaz iken ispat bakımından sorun yaratabilir. Ancak anahtar teslimi, taşınmaz içerisine yerleşme gibi göstergeler sözleşmenin kurulduğunun varsayılmasına neden olabilir.
Kiraya verilen, konut ya da çatılı işyeri ise gerek sözleşme süresi boyunca gerek tahliye aşamasında ayrı hükümler etkinlik kazanacaktır.
Son olarak; taraflar, e-mail gibi çeşitli araçlarla iletişim kurarak sözleşmenin kurulmasını yazılı şekil şartına bağlamışlar ise sonrasında yaptıkları sözlü kira sözleşmesi geçerlilik kazanmayacaktır.