Günlük yaşamda sıklıkla karşılaşılan muris muvazaası(danışıklığı), mirasçı paylarının hileli bir biçimde seçilen başka bir mirasçıya aktarılması biçiminde görülür. Muris muvazaasının başka türleri ile de karşılaşılabilir. Ancak; ülkemizde genelde kız çocuklarının miras paylarına zarar verme amacıyla türlü yöntemlere başvurulmaktadır. Bu tür yöntemlere örnek olarak; kayınpedere malları geçici devretme, başka bir yakına göstermelik-geçici devir gibi yöntemler gösterilebilir. Kuşkusuz, muris muvazaası ya da saklı paya zarar verme eylemleri yalnızca mirasçı kız çocuklarına karşı gerçekleştirilmemektedir. Ölüm olayının ardından muris muvazaasına dayalı tapu tescilinin iptali davası, yoğun hukuksal donanım gerektiren teknik bir davadır. İş bu başlık her ne kadar okuyan yurttaşlarımızı bilgilendirmeyi amaçlasa da böylesi bir uyuşmazlık için bir avukattan yardım alınması gerekir.

Öncelikle vurgulanması gereken konu zamanaşımıdır. Muris muvazaasına dayanan tescil iptali istemi, herhangi bir zamanaşımı süresine bağlı değildir. Mirasçılar istediği zaman bu uyuşmazlığı yaratabilirler. Ancak; ispat yükü muvazaayı öne süren taraftadır.

Miras hukukuna bağlı hakların istenilmesi sürecinde, muris muvazaası başlığı ile koşut ilerleyen bir diğer uyuşmazlık türü; “Tenkis davasıdır”. Tenkis davası, muvazaa davası ile terditli (aşamalı) olarak açılabilir. Tenkis davası, mirasçıların saklı payına ilişkindir. Saklı pay, miras hukuku ile belirlenir. Ölen kişinin; ölüme bağlı tasarruflarının dışında kalan, her koşulda belirli bir oranda mirasçılara tanınmış olan saklı pay hakkının istenilmesine tenkis davası aracılığıyla olur. Muris muvazaası isteklerinin mahkemece reddedilmesi durumunda tenkis davası isteği ayrıca değerlendirilir. Terditli iki istek de reddedilmeden karşı vekalet ve yargılama giderleri gibi konularda davacı aleyhine hüküm kurulmaz. Kanımızca; Muris muvazaası nedeniyle tapu tescilinin iptali davası ve tenkis davasının terditli açılması usul ekonomisi açısından bir zorunluluktur. Yargıtay kararları şimdilik bu yöndedir. (2024 Kasım) Bu aşamada önemle belirtmek gerekir ki; tenkis istemi, muris muvazaası isteminden ayrık olarak 1(bir) yıllık zamanaşımı süresine bağlıdır. Bir yıllık süre, ölüm tarihi ile başlar.

2024 yılı itibariyle uygulamada, sözü edilen uyuşmazlıklar için arabulucu zorunluluğu bulunmamaktadır. Dava açma eylemi öncesi ihtar zorunluluğu yoktur. Ancak; uygulamadaki yeğlemeler, zaman içerisinde değişebilir.