Sigorta Primi Ödeme Borcu
Sigorta Sözleşmesi şekle bağlı değildir. Ancak sigorta ettirene sunulan poliçe ispat işlevi görür.[1] Aksi kararlaştırılmamış ise TTK 1430 gereği prim peşin ödenir. Aksinin kararlaştırılması durumunda; prim ödeme borcu sigorta sözleşmelerinde son derece önem kazanır. Sözleşmenin kurulması primin ödenmesine bağlı kılınabilir. Primin tamamının taksitlerle ödenmesi kararlaştırılmış ise ilk taksitin sözleşmenin şekli anlamda kurulmasıyla ya da poliçenin teslimi ile ödenmesi gerekir. Böylece ilk taksitin ödenmesi anında sözleşme hem maddi anlamda hem şekli anlamda kurulmuş olur.[2] Sözleşme kurulmuş ancak primin ödenmediği zaman aralığında riziko gerçekleşirse sigortacı tazminat ödemekten kaçınabilir. Bu kuralın istisnası Kara ve Deniz eşya taşıma sigortalarıdır. Bu tür sigorta türlerinde prim ödenmesi ile değil sözleşmenin kurulduğu anda sigorta şirketi olası rizikolardan sorumludur. Yürürlükten kaldırılan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda[3] zirai sigortalar da sözü edilen istisnanın kapsamında bulunmaktaydı.[4]
Kara ve deniz eşya taşıma sigortalarında prim ödenmesi ile sorumluluk başlayacağına ilişkin sözleşme hükümleri geçersizken diğer sigorta türlerinde prim ödenmesinden önce rizikodan ötürü tazminat sorumluluğunun doğacağına ilişkin sözleşme hükümleri geçerlidir. Görüldüğü üzere gerek istisnalarda gerek diğer sözleşmeler bağlamında geçerli olan hükümlerde sigorta ettiren lehine bir tutum izlenilmektedir.[5]
Prim, kural olarak peşin ödenir. (TTK 1430) Bu kuralın aksi kararlaştırılabilir. Prim ödemesi sırasında kambiyo senedi kullanılabilir. Ancak kambiyo senedinin verilmesi ile ifa gerçekleşmiş olmaz. Kambiyo senedinin sunulması ifa uğruna edim olarak görülmelidir. İfa uğruna edim sonucu kişi borcunu ifa etmiş olmaz ancak ifanın hukuksal sonuçlarından yararlanır.[6]
Primin ya da ilk taksitin ödenmesinde temerrüde düşülmüşse sigortacı ödeme yapılmadığı sürece üç ay içerisinde sözleşmeden cayabilir. İzleyen taksitlerden birinin ödenmemesi durumunda noter aracılığıyla ya da iadeli taahhütlü mektupla sigortacı 10 günlük süre verir. 10 gün sonunda primin yatırılmaması durumunda TTK m. 1434/3 gereği sözleşmenin feshedileceğini ihtar eder.[7] Sigortacının temerrüde bağlı hakları saklıdır.[8]
Beyan Yükümlülüğü
Beyan yükümlülüğü tehlike şartlarına ilişkinidir. Sözleşme öncesinde ya da sonrasında ortaya çıkabilir. Sigortacıya bildirilmeyen konular, sigorta sözleşmesinin yazgısına etki etmeyecek düzeyde ise beyan yükümlülüğünün ihlali söz konusu değildir.
Sözleşme kurulmadan önce sigorta ettirene liste usulü ile oluşturmuş sorular sorulur. Bu sorulara sigorta ettirenin doğru yanıtları verme yükümlülüğü vardır. Ancak sorulmayan sorular ile ilgili olarak sigorta ettirenin bir görev ihlali söz konusu olmayacaktır. Meğerki; sigorta ettiren ilgili konuyu kötüniyetle saklamamış olsun.
Beyan yükümlülüğünün ihlali durumunda sigortacı bu durumu öğrenmesinden 15 gün içerisinde sözleşmeden cayabilir ya da prim artırımı isteyebilir. (TTK 1439/1, 1440) Prim artırımının istenilmesi durumunda artırım isteminin 10 günlük süre içerisinde kabul edilmemesi sonucu sözleşmeden cayıldığı kabul olunur. (TTK 1439) Verilen 10 günlük süre içerisinde riziko gerçekleşir ise sigorta ettirenin kusuruna göre tazminattan indirim yapılabilir ya da tazminat ödemekten kaçınılabilir. Beyan edilmeyen öge ile riziko arasında illiyet bağı bulunmuyorsa tazminat miktarından indirime gidilemez. Söz edilen illiyet bağının da beyan yükümlülüğü ihlali varlığının da ispat yükü sigortacıdadır.[9]
Tehlikenin Ağırlaşması Sonucuna Yönelik Değişikliklerin Sigortacıya Bildirilmesi
Rizikonun ortaya çıkma olasılığını artıracak düzeyde olan koşulların değişime uğraması sonucu sigorta ettirenin bu durumu sigortacıya bildirme görevi bulunmaktadır. Sigortacı bu durumu öğrenmesinden itibaren bir ay içerisinde sözleşmeyi feshedebilir ya da beyan yükümlülüğünde olduğu gibi on günlük süre vererek prim artırımı isteyebilir. (TTK 1444) Sözü edilen bir aylık ya da on günlük sürelerde sözleşme askıda kabul edilir. Bu aşamada riziko gerçekleşirse öğretide KANER’e göre sigortacı tazminat ödeme borcundan kurtulabilir. Ancak TTK 1445/1 gereği sözleşme askıda iken sigortacının sorumluluğu devam eder.
Son olarak belirtilmelidir ki sigorta ettirenin bu yükümlülüğü yerine getirmediğinin ispat yükü sigortacıdadır. [10]
Rizikonun Gerçekleşmesi Sonrası İhbar Yükümlülüğü
Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği anda m. TTK 1446 hükmü gereği; gecikmeksizin durumu sigortacıya bildirmelidir. Gecikmesizin kavramından ne anlaşılması gerektiği hâkimin takdirine bırakılmıştır.
Rizikonun gerçekleştiğinin bildirilmemesi ya da geç bildirilmesi sonucu kusurun ağırlığına göre tazminat bedelinden indirime gidilir. Beyan yükümlülüğü ve tehlike koşullarının ağırlaşması durumunu bildirme görevlerinin yerine getirilmemesi durumunda olduğu gibi bu görevin yerine getirilmemesi durumunda da tazminattan indirim yapılabilmesi için uygun illiyet bağının kurulması gerekir. Yine uygun illiyet bağının kurulmasında ispat yükü sigortacıdadır. Kasıtla bildirim yükümlülüğünün ihlali durumunda sigortacının tazminat ödeme borcu, tamamen ortadan kalkabilir.[11]
Rizikonun gerçekleşmesi sonrasında sigorta ettirenin TTK m. 1469 hükmü uyarınca sigortacının gerekli incelemeleri yapmasına izin verme yükümlüğü bulunmaktadır. Bunun dışında sigorta ettirenin; zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması, üçüncü kişilere olan rücu haklarının korunması adına olanaklar ölçüsünde önlemler alma görevi bulunmaktadır.[12]
Sözleşmede Öngörülen Diğer Yükümlülüklerin İhlali
Sigortacıya karşı yerine getirilmesi gereken ya da sözleşmeden doğan bir yükümlülüğe aykırı davranılması durumunda bu kanunda ve diğer kanunlarda yer alan özel düzenlemeler dışında olmak üzere, sigortacının sözleşmeyi kısmen veya tamamen feshederek tazminat ödeme yükümlülüğünden kurtulabileceğine ilişkin hükümler, ihlalde kusur bulunmaması durumunda sonuç doğurmaz. (1449/1) İhlal kusura dayanmakta ise bu durumun öğrenilmesinden bir ay geçmesi ile sigortacı artık fesih hakkını kullanamaz. (TTK 1449/2) TTK 1449/3 gereği; sigortacı bu hakkını, sözleşmeye aykırı davranışın rizikonun gerçeklemesine ve sigortacının yerine getirmesi gereken edimin kapsamına etki etmediği durumlarda kullanamaz.
[1] KANER, s. 11
[2] Maddi, Şekli ve Teknik Anlamda sözleşmenin Kurulması için bknz: BOZKURT Tamer, Sigorta Hukuku, On İki Levha Yayınları, Ankara, 2019, s.74.
[3] RG, 26.06.1956, S.9353
[4] BOZKURT, s.74.
[5] BOZKURT, s. 75
[6] KANER s. 13.
[7] KANER, s. 24.
[8] YAZICIOĞLU-ŞEKER ÖĞÜZ, s. 147.
[9] KANER, s.26,27.
[10] KANER s. 31.
[11] BOZKURT, s. 148
[12] BOZKURT, s. 150.